29 Kasım 2012

Çikolatalı Cevizli Kek






 
'Neredeyse haftada bir kek yaparım ben' diye yazmıştım daha önce :)
Ve sonuç! Son bir kaç haftada 3 kilo aldım! eyvahlar olsun..
Neyse ki zayıf biri olduğumdan şimdilik çok belli olmuyor :) Ama böyle devam edersem belli olacağı gün de gelir diye düşünüyorum :) O yüzden dikkat etmeye başladım artık. Ama ayda 2 tane günüm varken, sık sıkta misafir ağırlarken nasıl olacak bu iş hiç bilemiyorum :)
Ama yine de kararlıyım dikkat edeceğim.
 
Geçtiğimiz haftasonu misafirlerim için yaptım bu keki. Yine bu sefer ne koysam içine diye düşünürken, çikolatalı! neden olmasın! dedim :)
Arkadaşlarımda, annemlerde, eşimde, topluca çok beğendik :) Hatta ablam hazır zannetti keki, ben yaptım dediğimde öylece baktı suratıma :) Hem benim hazır kek aldığım nerde görülmüş? Hıh! Aşk olsun abla.. :))
 
 
 

Malzemeler:

  • 5 adet yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı dövülmüş ceviz
  • 1 su bardağı şeker
  • 200 gr. bitter çikolata
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Aldığı kadar un





 

Yapılışı:

 

  • 200 gr. bitter çikolatayı benmari usulü eritiyoruz.
  • Derin bir kapta yumurtaları ve şekeri iyice çırpıyoruz.
  • Teker teker süt, sıvı yağ, kabartma tozu, vanilya ve cevizi ekleyip çırpmaya devam ediyoruz.
  • Erittiğimiz çikolatayı ekleyip çırpıyoruz.
  • Son olarak aldığı kadar unu azar azar ekleyerek iyice çırpıyoruz.
  • Önceden ayarlanmış 170 derecelik fırında batırdığınız kürdan temiz çıkana kadar pişiriyoruz.

Not:

Kekin kıvamı normal keklerden biraz daha koyu oluyor.



İçinde bitter çikolata olmasına rağmen o kadar hafif bir kek oldu ki.. Üstüne bir dilim daha yiyebilirsiniz :)
 
 
Afiyet olsun :)
 
 
 
Bu arada sevgili Pembe Mor Alg ve Beğendiğim Herşey beni mimlemişler..
Mimlerle aram pek iyi değil aslında :) Yine de dilim döndüğünce yazmaya çalışayım..

 5 Şey Mimi;

Çantamdaki 5 şey; ıslak mendil, ajandam, telefonum, anahtarlarım, kalemlerim.
Evimdeki 5 şey; mutfağımdaki Beyoğlu tablom, girişteki teflerim, salondaki bakırım, yatak odasındaki varaklı aynam, mor koltuklarım.
Bu ay planladığım 5 şey; (gerçi ay bitiyor ama:), kurabiyelerim, pastalarım, sofralarım, yemeklerim, ve kitaplarım.
Almak istediğim 5 şey; yeni masa örtüleri, runner, yeni mumlar, paşabahçede gördüğüm renkli bardaklar ve beyoğlu tepsisi.

Sevdiklerim Mimi;

Evimde en beğendiğim nevresim takımı; hepsini seviyorum ayırt edemem kii :)
En sevdiğim mumum, banyomdaki kahverengi kokulu mum.
En sevdiğim saklama kutum; aslında süslü kurabiyelerimi koyduğum bütün kutularıma bayılıyorum :)
Evimde en sevdiğim çiçek; benim evimde çiçek olarak sadece eşimin bana aldığı, benim de kuruttuğum güller var ve onları çok seviyorum.
Okumaktan hiç sıkılmayacağım kitap; aslında çok var, Elif Şafak Siyah Süt, Chuck Palahnıuk Tıkanma, Canan Tan Piraye, bir kaçı.
 
 
Çok sevgiler..



26 Kasım 2012

Çay Daveti Sofrası -2-



 
Haftasonu tatlı bir telaş vardı bende.. Misafir telaşı :)
Özellikle sofra hazırlamayı ve mutfakta saatlerce hazırlık yapmayı çok ama çok sevdiğimden
ne zaman misafir ağırlayacak olsam kahvaltı, çay daveti, akşam yemeği hiç farketmez bir heyecan alır beni.. Önce evimin bütün temizlik işlerini :) bitirip ardından laptopumu alır ve müzik eşliğinde başlarım hazırlıklarıma.. Sonra o laptopun şarjı unda olur, şeker de :)

Eğer misafirlerimin geleceği tarih önceden belirlenmiş ise, (ki genellikle herkesin programını ayarlayabilmesi için öyle olur) 2 hafta öncesinden başlar benim hazırlıklar :) Öncelikle menüyü belirlerim, eklediklerim olur, çıkardıklarım olur.. O menü son günlere kadar çok kez değişir :)
Ardından sofram.. Hangi renkleri kullanacağım, masa örtüm, runnerım, onlara uygun servis tabakları, peçeteler, bardaklar vs.. Bu saydıklarıma da eklerim, çıkarırım, değiştirip dururum :)
Bilmiyorum, sofra hazırlamayı, mutfakta vakit geçirmeyi ve misafir ağırlamayı ne kadar çok sevdiğimi daha nasıl anlatabilirim :)

Dün en son düğünümde gördüğüm (yani 6 ay önce) arkadaşlarımı ağırladım..
Eski iş arkadaşlarım.. 6 ayda bazen o kadar çok şey değişir ki insanların hayatında.. Konuşacaklar çooookk çok birikmişti yani :)
Çok keyifli, çok güzel bir gün geçirdik sofrada..
 
 
 
 
 

Soframızda neler vardı?

- Zeytin yağlı sarma
- Pırasalı - kıymalı börek
- Çikolatalı kek
- Kuru patlıcan dolması
- Patates Salatası
- İncir tatlısı
- Sosisli milföy
- Tarçınlı kurabiye
 
Bir de onlar için küçük bir süprizim vardı :)
Üzerinde isimlerinin yazılı olduğu kurabiyeler süsledim.. Kişiye özel ikramlık kurabiyeler :)
Arada sırada misafirlerime böyle jestler yapmayı çok seviyorum :)
Kurabiyelerin üzerinde kendi isimlerinin yazılı olduklarını görünce mutlu oluyor ve gülümsüyorlar ve bu da beni çok mutlu ediyor :)
 
 
 
 
 
Önce kurabiyelerin etrafında toplandılar, gülümsediler, aayyyy çığlıkları :), hepsinin gözlerindeki mutluluk... Bende onları karşıdan izlerken ohh değmeyin keyfime :)
Yaptığım bir şeyle insanları mutlu etmek çok hoşuma gidiyor ve belki de onlardan çok daha fazla mutlu oluyorum :))
 
 
 
 
 
Zeytin yağlı sarma ve incir tatlısı..
İncir tatlısının tarifini daha önce vermiştim. Eğer okumadıysanız buyrun, İncir Tatlısı :)
Zeytin yağlı sarma da yayınlanacak tariflerimin arasında :)
 
 
 
 
 
Ve yepyeni kekim! Çikolatalı - cevizli kek! :)
İçinde yoğun çikolata olmasına rağmen o kadar hafif bir kek oldu ki.. Arkadaşlarımda çok beğendiler :) Zaten benim kek tariflerim genellikle içine şundan da koyayım, bundan da koyayım diye çıkar :) Okuyanlar bilir :) Bu da öyle oldu :)
Belki benzer kekler vardır elbette ama ben okumadım, bilmiyorum..
Çikolatalı - cevizli kekimin tarifi de pek yakında! :))
 
 
 
 
 
Ve bir türlü tutturamadığım tepsi böreğini sonunda tutturdum! :) 
Börek konusunda pek iyi değilimdir :) ama bu sefer yumuşacık oldu, oh çok şükür! :)
Uzun denemelerden sonra :)
Sosisli milföyü de en son sıcak sıcak ekledim sofraya.. Çünkü soğuduktan sonra milföyden hiç hoşlanmıyorum..
 
 
 
 
Arkadaşlarım için süslediğim ikramlık kurabiyeler de renk kattı soframıza :)
 
 
 
 
 
Son olarak kuru patlıcan dolması..
Eşim Diyarbakır'lı olduğundan kayınvalidem çok yapar.. Ve ne yalan söyliyim ilk onlarda yemiştim.. Daha önce nasıl böyle bir lezzeti farketmedim, bilemedim diye çok kızdım kendime de.
O kadar seviyorum ki nerdeyse kayınvalidemlere her gittiğimizde yapar hatta eve bile verir :)
Evlendikten sonra bende yapmaya başladım :)
Tarifini de önümüzdeki günlerde yayınlayacağım..
 
 
 
Herkese keyifli haftalar diliyorum..
 
 
 
Sevgiler.
 
 
 

23 Kasım 2012

Çocuk kurabiyeleri :)







Bebek ve çocuk kurabiyelerinin başlıklarına hep bir gülümseme koyuyorum :) Çünkü bir cümlenin içinde bebek veya çocuk kelimesi geçiyorsa gülümsememek elde değil bence :)
Bu albümümde de favorim yukarıda fotoğrafını gördüğünüz şeker kızımız :) Saçlarında kurdaleler, halinden gayet memnun :)
 
 
 

&

 
 
 
 
Dilan'ın doğum günü pastasını da pek sevdim :)
 
 
 

&

 
 
 
 
Küçüklüğümden beri Mickey Mouse hiç ilgimi çekmemişti.. Taa ki kurabiye yapmaya başlayana kadar :) Duru'nun bu kurabiyesine hayran kaldım! :) Baktıkça iyi ki yapmışım diyorum :))
 
 
 
 
 
 
Herkese keyifli haftasonları diliyorum..
 
 
Sevgiler.



21 Kasım 2012

Herşeyden Biraz Keki :)


 



 
Dün gece yaptım bu keki.. Gece diyorum çünkü keki yapmaya başladığımda saat 12'ye geliyordu :) Baktım eşim maç izliyor, baktım ayın 20'si evliliğimizin 6. ayı olmuş :) bir kek çırpayım öyleyse dedim :) Kek deyince bahane bol aslında :)
İsmi de şöyle, önce baktım mutfağımda neler var, kekin içine neler koyabilirim diye.. Sonra baktım havuç var koydum, tarçın var  koydum, ceviz var koydum, son olarakta damla çikolata ekledim :)
E şimdi tarçınlı, havuçlu, cevizli, damla çikolatalı kek yazamayacağım için oldu herşeyden biraz keki :))
Güzel de oldu bizim için, tam da evliliğimizin 6. ayını deviriyorken :))
 
Biz çok sevdik, umarım sizde seversiniz..
 
 
 
 

Malzemeler:

 
  •  3 adet yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tarçın,
  • 1 adet rendelenmiş havuç
  • 1 su bardağından 2 parmak az iri dövülmüş ceviz
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Aldığı kadar un
  • Damla Çikolata


Yapılışı:

 
  • Derin bir kaba yumurtaları ve şekeri koyup şeker eriyinceye kadar çırpıyoruz.
  • Ardından süt, yağ, kabartma tozu, vanilya, rendelenmiş havuç, tarçın ve cevizi teker teker ekleyerek çırpıyoruz.
  • Son olarak unu yavaş yavaş ekleyerek yaklaşık 10dk çırpıyoruz.
  • Hazırladığımız kek karışımını kek kalıbı veya borcama döküyoruz ve üzerine damla çikolata serpiyoruz. Göz kararı istediğiniz kadar ekleyebilirsiniz damla çikolataları.
  • Önceden ayarlanmış 170 derecelik fırında batırdığımız kürdan temiz çıkana kadar pişiriyoruz.







Afiyet olsun :)


 
Sevgiler.



19 Kasım 2012

Söz - Nişan - Düğün Kurabiyeleri





 
Yine bol fotoğraflı bir postla karşınızdayım! :)
Bugüne kadar, pek çok nişan - düğün kurabiyesi yaptım ama en çok yukarıda fotoğrafını gördüğünüz model benim favorim oldu.. Yaptıktan sonra uzuuun uzun baktım ona :)
Çok beğeniyorum kendisini :) Ama haksız mıyım? Şu zarifliğe, şu kibarlığa bakar mısınız? :)
Kendi gündelik hayatımda da ne olursa olsun hep böyle zarif şeyleri tercih ettiğimden olsa gerek kalbimi bu model çaldı :))
 
 
 
 
Ama bu ellerini sımsıkı tutmuş iki insanda çok şirin değil mi? :)
 
 
 
 
Ama biz yine de zariflikten vazgeçemiyoruz diyenelere.. :)
 
 
 
Ya da kalp olmadan olmaz diyenlere.. :))
 
 
 
 
 
Bizim sevgimiz bahar gibi diyenlere.. :))
 
 
 
 
Herkese keyfili, mutlu haftalar..
 
 
 
Sevgiler.
 


15 Kasım 2012

Romantik Sofra :)





Yukarıda fotoğrafını görmüş olduğunuz romantik sofra sevgiliye, nişanlıya veya eşe hazırlanmış bir sofra değil! :) Tamamen bizim kızlarla kendimiz için düzenlediğimiz gecelerden biri sadece! :))
Tanem ve Kübra'yı artık siz de tanıyorsunuz diye düşünüyorum :) Farklı farklı değişik konseptli sofralar hazırlamayı çok seviyoruz :) Hemde kendimize! :)
Yani böyle farklı sofraları sadece nişanlıya, eşe, veya  misafirlere hazırlamaktan yana değiliz aslında, arada bir insan kendisi içinde hazırlamalı değil mi? :))
Dün akşam ki kızkıza toplantımız canım arkadaşım Kübra'daydı :)
Mavi ve kırmızı renklerin hakim olduğu çok hoş bir sofra hazırlamış bize.. Aslında sofraya 2 mum koymak nasılda farklılık katıyor sofraya değil mi? Bir anda sofranın havası değişiyor, bir romantiklik süzülüveriyor :)) Zaten ben Kübra'cığımın sofralarında mumun eksik olduğunu hiç görmedim :) Her sofrasında muhakkak mum vardır! :) Romantik kadın yahu :)) Kahvaltı sofralarında bile mum yakmasa dahi mutlaka koyar o şamdanları :)
 
 
 
 
 
Aynı zamanda 2 gün önce Tanem'ciğimin doğum günüydü, gördüğünüz köstebek pasta onun için :)
Kübra'cığım, canım arkadaşım neler hazırlamış bize.. Kendisi arnavut olunca tabi meşhur arnavut böreğinden yapmış bize.. Hamarat arkadaşım, turşu kurmuş, közlenmiş patlıcan salatası yapmış, elmalı kurabiyeler, kabaklı salatalar.. Bir sürü şey hazırlamış.. Muhabbetle yine o kadar yedik ki gecenin sonunda eve gitmek için yerlerimizden kalkmakta bayağı bir zorlandık  :))
 
 
 

&

 



Kübra'cığım herşeye kendinden bir şeyler katmayı da çok seviyor.. Turşuların üstüne kırmızı kurdaleyi konduruvermiş :) Çok beğendim.. Bazen hiç ummadığınız, küçücük dokunuşlar o kadar değiştiriyor ki herşeyi.. Nasıl sofraya iki mum koyduğunuzda bir anda sofranın havası değişiyorsa :) işte aynen öyle bir şey..
Bu arada turşuların tadı da harikaydı! Zaten çok severim, mis gibi yedim :)
 
 
 
 
 
 
 
Ve arnavut böreği.. Biz gittiğimizde fırından yeni çıkmış, sıcacıktı, çıtır çıtır..
Biz de dilim dilim saymadan yiyiverdik! :) Ay hiçte farkında değiliz yahu :))
 
 
 
 
 
 

 Ve son olarak gecede bizden bir kare ;))
Canlarım iyi ki varsınız.. Yine çok keyifli, bol sohbetli, bol kahkahalı bir geceydi :)
 
 
 
Sevgiler.



12 Kasım 2012

Baby Shower ve Bebek Kurabiyeleri :)



 
 
Bugün bol fotoğraflı bir postla karşınızdayım :)
 
Kurabiye yaparken, süslerken hep çok heyecanlandığımı ve çok mutlu olduğumu, nasıl severek yaptığımı her kurabiye postunda yazıyorum zaten :) Artık bunu bilsenizde ben yine de yazamadan geçemiyorum :) Ama! Bebek kurabiyelerinin yeri çok ayrı benim için.. İçim açılıyor onlara baktıkça! :)
Renkleri, şekilleri, bir de minicik bir bebeğe yaptığımı düşündükçe kıpır kıpır oluyor içim :) Bir başka heyecanlanıyor, bir başka mutlu oluyorum! :))
 
 
 
Bugüne kadar yaptıklarımın bir derlemesi oldu bu post. Umarım sizin de baktıkça içiniz açılır :))
 
 
 
 



Arada sırada açıp açıp bakarım ben baby shower - bebek kurabiyeleri albümüme :)
Belki siz şimdi bana gülüyorsunuzdur ama :) inanın o kadar iyi geliyor ki.. Açıp tek tek bakıyorum, inceliyorum, mutlu oluyorum :) Nasıl bir keyif anlatamam :))
 
 
 
 
 
 
Bol fotoğraflı bir post olacağını söylemiştim di mi? :)
 
 
 
 
 
Hayırrr daha bitmedi :))
 
 
 
Bu sevimli aslancığa da bayılıyorum! :)
 
 
 
 
Umarım sizin de içiniz açılmıştır bu şirin kurabiyelere baktıkça :)
 
 
 
Herkese mutlu, keyifli haftalar..
 
 
Sevgiler.
 



9 Kasım 2012

Islak Coco Star Kurabiyeleri





Uzun zamandır tarif yayınlamadığımı farkettim..
Aslında yayınlanmayı bekleyen tariflerim her geçen gün artmaya devam ediyor ama ben sanırım butik kurabiyelerimden fırsat bulamıyorum :)
Bugün çok keyifli, çok güzel bir gündü benim için.. Eski iş yerimden çok sevdiğim arkadaşlarım misafir oldular bana.. Nasıl özlemişim.. O eski sohbetler, kahkahalar, sıcacık bir gündü bugün..
Malesef herkesin hayatında, hayatımızda bir telaş, bir koşuşturmaca olduğundan çok sık bir araya gelemiyoruz..
Hayat çok acayip.. Önce sizi hiç tanımadığınız insanlarla birleştirip, yakınlaştırırken sonra da sizin hiç anlamadığınız, farketmediğiniz bir zamanda ayırıveriyor.. Siz hiç anlamıyorsunuz bile.. Sonra oturup düşündüğünüz zaman (tabi bu hayat koşturmacasında şöyle bir oturup etraflıca düşünmeye vaktiniz oluyorsa) hayatınızdan gelip geçen insanları hatırlıyorsunuz.. O insanlarla yaşadığınız, paylaştığınız anılarınız geliyor gözünüzün önüne ve gülümsüyorsunuz..
İşte bugün ağırladığım, misafirim olan arkadaşlarımda öyle arkadaşlarımdan.. Hayat bizi bir gün buluşturdu ve çok keyfili, çok güzel anılar yaşatıp tekrar yollarımızı ayırdı.. Zamanla hepimizin işi değişti, yaşamlarımız değişti vesaire..
Ama arada sırada da olsa tekrar bir araya gelebiliyorsak ohh ne mutlu bize :)
 
Hayatla ilgili bu kadar şey yazdıktan sonra artık geçelim kurabiyelerimize değil mi? :)
Yoksa bu yazı daha uzaarrr gider :)
Bu şirin ıslak coco star kurabiye tarifi Zübeyde ablacığımdan. Bildiğimiz sert kurabiye dışında bir lezzet. Yumuşacık, mis gibi :)
Vereceğim tariften ortalama 23-24 adet kurabiye elde ediyorsunuz.
 
 
 
 
 
 

Malzemeler:

Hamuru için,

  • 2 adet yumurta (bir tanesinin akını ayırıyouz)
  • Yarım paket margarin veya tereyağ
  • 1 çay bardağı pudra şekeri
  • Yarım fincan sıvı yağ
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • Aldığı kadar un

Kurabiyenin İçi İçin,

  • 1 su bardağı hindistan cevizi
  • 1 yumurta akı
  • 1 çay bardağı pudra şekeri

Şerbeti İçin,

  • 1 su bardağı şeker
  • 1,5 su bardağı su
 

Yapılışı:

  • Öncelikle kamurumuzu hazırlamak için tüm malzemeleri derin bir kaba teker teker ekleyip yoğuruyoruz.  Yumurtanın bir tanesinin akını ayrı bir kaba alıp o şekilde ekliyoruz. Hamur kulak memesi kıvamına gelene dek un eklip yoğuruyoruz.
  • Kurabiyenin içi için yumurta akı koyduğumuz kaba hindistan cevizi ve pudra şekerini koyup güzelce karıştırıyoruz.
  • Hamurdan biraz alıp yuvarlıyoruz ve parmağımızla içini açıp hindistan cevizli karışımdan koyuyoruz. Sonrasında tekrar aynı şekilde kapatıp tepsiye diziyoruz.
  • Hepsini hazırlayıp tepsiye dizdikten sonra önceden ayarlanmış 180 derecelik fırında 25 dakika pişiriyoruz.
  • Kurabiye pişerken bir tencereye şerbeti için su ve şekeri ekliyip kaynatıyoruz.
  • Kurabiyeler fırından çıktıktan sonra elinize alabilecek ılıklığa geldiğinde hazırladığımız şerbetin içine tek tek batırıp çıkarıyoruz.
  • Ardından kullanacağınız servis tabağına koyabilirsiniz.


Eğer ıslak tercih etmezseniz şerbetsiz servis yapabilirsiniz. Ama Islak olarak tavsiye ederim :)
 


 
Afiyet olsun :)
 
Herkese keyifli, mutlu haftasonları diliyorum..
 
 
Sevgiler.

7 Kasım 2012

Kıyıköy, Balık ve Keyifli Bir Gün





Hayran kaldığım yerlerden biri daha..
Kurban bayramından önceydi, hava tam da ılıkken, güneş artık sanki son kez gülümserken, rüzgar hafiiiif hafif eserken, hani böyle çıkıp uzuuuuunn uzun yürümek istersiniz ya.. İşte tam da öyle bir günde bir anda karar verdik Kıyıköy'e gitmeye :)
Hafta ortasıydı, saat öğlen 2'ye geliyordu, eşimle bugün ne yapsak diye konuşurken, bende internette buna dair dolaşırken, hadi dedim! Kıyıköy'e gidelim! :) Eşim tabi delirdin mi, saatten haberdin var mı der gibi bana baktı önce :) Çünkü çok yakın bir yer değildi, hani sabah erkenden kalkıp, kahvaltıdan sonra hemen çıkıp gidilmesi gereken yerler vardır.. Burası da aslında biraz öyleydi :) Ama olsun! Bütün gün zaten bizim değil mi? dedim bende eşimin bakışlarına karşı :)
Aslında İstanbul'da yaşayanlar için uzaklık problem olmuyor bir çok yerde.. Çünkü zaten İstanbul'un trafiğinde gitmek istediğiniz yer ne kadar yakın olursa olsun, bir trafiğe yakalandınız mı eyvahlar olsun.. 30 dakikalık yolu tam 2 saatte gittiğimi bilirim İstanbul'da..
Kıyıköy'e yarım saat kala iki tarafında kocaman ağaçları olan, ve yukarıya baktığınızda sadece gökyüzünü gördüğünüz bir yola giriyorsunuz.. O kadar harika ki.. Huzur dolu, mis gibi.. Nerde yaşadığınızı unutuveriyorsunuz o an :)

Kıyıköy, eğer İstanbul Avrupa yakasındaysanız ve araçla giderseniz tam 2 saat sürüyor. Vize'den sonra geliyor. Küçük, kasaba diyebileceğimiz bir yer. Evler tek ya da iki katlı, daracık sokaklar, hemen hemen her evin önünde oturup çekirdek çitleyerek konuşan kadınlar :), bisikletli çocuklar ve tabi küçük kahveler var.. Çok şirin ve sıcacık bir yer.. Yazın giderseniz denize de girebiliyormuşsunuz.
Biz çok dolaşamasakta, çok sevdim ben bu şirin yeri :)
Sonra tamamen ahşaptan oluşan, salaş küçük bir restauranta girdik eşimle. Tabi ki balık yemek için :) Yukarı da gördüğünüz fotoğrafta restaurantta otururken çektiğim bir kare. İnanılmaz güzel bir manzara..
Balıklar nefisti.. Zaten böyle bir manzarada, açık havada iştahı açılıyor insanın :)
Bir güzel yedik evet, değmeyin keyfimize :))
Hele ki balığın ardından bir helva geldi ki.. Yerken sizde hissettirdiği şeyler tarif edilemez :)
Bildiğimiz helvalar gibi değil, akışkan bir durumu var.. Balıktan sonra ikram ediyorlarmış sadece bir tane.. Eşimle resmen helva için kavga ettik desem yeridir :) Sonra ben dayanamadım ve bütün utangaçlığımla bir tane daha istedim, tabi ki ücreti karşılığında.. Ama ücret falan almadılar helva için böyle de kibar insanlar işletenleri.. Ailece işletilen bir yer zaten. Öyle olması daha da şirin ve sıcak kılıyor orayı..
O kadar sıcak geliyor ki yiyebilmek için bayağı bir beklemeniz gerekiyor.. Çünkü içi katı değil, akışkan.. Beklerken de böyle birazcık sönüyor :)
Tarifi için yalvardım diyebilirim :) Ama onlara özel bir tarif olduğundan veremiyorlarmış :(
Yediğim kadarıyla deneyeceğim mutlaka evde :)
Dönüşte de bir köyün içinden geçerken manda yoğurdu aldık. Oraya kadar gidip manda yoğurdu almamak olmazdı tabi :) Aynı zamanda çok güzel bir tabağında sahibi olmuş oldum :)
Hatta dönüş yolunda hava iyice kararmıştı ve upuzun bir yol boyunca hiç sokak lambasının olmadığı o ağaçlı yolda önümüze kocaman bir manda çıktı.. Ve hayvancağızda siyah olduğundan biz mandayı göremedik! Tam mandaya 2 adım kala ani bir frenle durdu eşim!.. Yani neredeyse çarpıyorduk ve öyle bir ihtimali düşünmek bile istemedim..  Neyse ki ardından derin bir oh çektik ikimizde..
Dönerken sanki bir kaç günlük bir tatilden dönüyormuş gibi hissettik kendimizi..
Çünkü o kadar doğal, o kadar güzel bir yerdi ki, şehire döndüğümüzde bir tuhaf olduk..
Eğer imkanınız varsa haftasonu ya da haftaiçi havanın bugünlerdeki gibi değil de daha yumuşak olduğu bir günde mutlaka gidin derim bu şirin yere..
Sadece dinlenmek için, nefes almak için.. Çok iyi geliyor insana..
Herkese sevgilerimle..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...